31 Aralık 2011 Cumartesi

2012 Gelmiş Neyime !

bugün 2011 in son günü..yeni uyandım sayılır 1 saat kadar yatakta debelendikten sonra kafamı kaldırdım.perdeyi hiç açmadım hatta aralamadım bile hava nasıl bilmiyorum ama kapalı gibi duruyo, inat ettim bakmicam.


herkes yeni yıla eğlenerek sevdikleriyle en güzel ortamlarda en güzel, en unutulmaz şekilde girmek adına hummalı bi çalışma içerisindedir heralde bu saatlerde. kimileri evlerinde aileleriyle, eş dost akrabalarıyla şahane bi akşam yemeğiyle kutlicak, kimileri sokak partilerinde olacak kimileri ev partilerinde arkadaşlarıyla , kimileri disko bar ,eğlence mekanlarında alkolun dibine vuracak...


yeni yıla nasıl girersen öyle geçer denir değil mi? ben pek inanmıyorum buna ..her sene milyonlarca insan 10 dan geriye doğru sayarak giriyor bu durumda tüm yılı bişeyleri sayarak geçirmeleri gerekiyor. :) tamam saçma olabilir amann neyse işte ..


ben odamda tek başıma giricem yeni yıla ve sanırım bu ilk olacak..hayatımın en yalnız yılıydı 2011 ve yine yalnız bi şekilde sonlandırıcam. tek temennim 2012 de bu yalnızlığım son bulsun. hatta sadece bi sevgilim olsun yeter :) 


patates püresi yapıcam şimdi kocaman bi tabak, onu yicem. yalnız olunca insanın içinden yemek yemek te gelmiyo yaa ..neyse bugün benim için dier günler gibi sıradan bir gün.. sadece test çözücem biraz tv izlicem belki bide film izler , nette takılır vurur kafayı yatarım...


hoş geldin 2012 :/




22 Aralık 2011 Perşembe

Huzur






.....küçük bir sahil kasabası... mavi ve yeşilin bütün tonlarının bir arada olduğu şirin mi şirin bi kasaba..hayat arkadaşım biricik kocam sevgili eşimle birlikte hergün olduğu gibi bugün de sahile dalga ve martı sesleriyle huzur bulmaya geldik.

 o bana roman okumaya kaldığı yerden devam ederken başımı onzuna yasladım , seneler sonra hala onun omzuna yaslıyor olmak .. ve bunu düşününce içimde oluşan tarifi anlatılmaz mutluluk, güven, huzur ve   aşk..insan başka ne ister ki?? ....


ne mal ne mülk, ne para ne pul, ne şan ne şöhret, ne iş ne kariyer ben istiyorum ki sadece o olsun , huzur olsun... ne yani çok şey mi istiyorum Allah'ım !? 





21 Aralık 2011 Çarşamba


20 Aralık 2011 Salı

Matruşka



Matruşka el yapımı, boyanmış Rus ahşap 
oyuncaklarıdır. Aynı zamanda Rusya ya gittiğinizde sizden mutlaka hediye olarak getirilmesi istenilen oyuncak türüdür.

                                    

El yapımı bu oyuncak 3 ile 15 adet arasında iç içe girmiş bir vaziyette bulunur. İç içe geçmiş matruşka sayısını genelde tek bir sayıdır. Üç, beş, dokuz, on beş gibi. Bunun sebebi ise Rusların tek sayı uğursuzluğuna inanmalarıdır. Bunu hayatın birçok alanında görebilirsiniz. Mesela Rusya da çiçekçiden çift sayılı bir adet istediğinizde çiçekçi size garip garip bakar hatta bunun uğursuzluk getireceğine dair uyarıda bile bulunabilir. Aldığınız matruşka çift sayılı ise büyük ihtimalle Rusya yapımı değildir.



                                             


Matruşkanın hikayesine gelirsek hakkında bir çok efsaneler vardır. Bunlardan gerçeğe en yakını Matriyoşka’ların Japonya'dan geldikleridir. Japonya da bu oyuncağın atalarının hala üretildiği söyleniyor ama şuan Rusya 'da meşhur olduğu garanti. 
Yine bunu kadınların doğurganlığını simgelediğine inanalar da vardır. 
Yaygın bir başka efsanede ise bir Rus tüccarın –marangozun- çok sevdiği, 
güzel köylü kızı Matrena’yı tarihe geçirmek adına üstüne resmini çizerek ismini bu 
oyuncağa vermesidir. Rusça bilenler bilir, isimlerin birde sevimli kısaltmaları vardır. Mesela en bilinen örneklerden Alexandr- Saşa veya Saşka, Natalya-Nataşa, Pavel- Paşa veya Paşka … vb. İşte Matrenanın da sevimli söylenişi Matruşka 'dır.

Eskiden çocukların kullandığı bir oyuncak iken şuan aynı zamanda ev süslemelerinde de kullanılan bir eşya hüviyeti kazanmıştır. Daha önce sadece güzel Matrena 'nın resmi matruşkaları süslerken şimdi Gorbaçov dan tutunda Medvedev'e, Putin'e kadar bir çok isim için üretilmektedir. 3 dolardan 3000 dolara kadar bir çok çeşidi vardır. Kremlin meydanında, metro istasyonlarındaki büfelerde, hediyelik eşya ve oyuncak satan mağazalarda bulabilirsiniz.



19 Aralık 2011 Pazartesi

üç nokta

insan bi kere yalan söylemeye başladımı arkası kesilmez.. bunu lale devri dizisindeki yeşim söylüyo ulan şeytan karı yalancının ilahısın sen be .. tabi dizideki karakterden bahsediyorum :)

neyse acayip uykum var erkenden yatcam bu akşam dizileri de izleyemicem.. bi düzene giremedi hayatım ya. geceleri uyumasam gündüzleri göremiyorum, dersaneye gidemiyorum yarasa gibi yaşamaktan anam ağlıyo, dier türlü de akşam saat 9 da uykum geliyo şuan da olduğu gibi :/ ama her şeye rağmen gece uykusu bi başkaymış ya ..dün nası uyumuşum varya bi ara uyandım ağzımdan salyalar akmış yastığa falan :))

gideyim de uyuyayım, uykum kaçmadan ...zaten bugün de aşık olamadım..hiç yakışıklı yok etrafta hiç..erkek nesli cidden tükeniyor ..hakkımızda hayırlısı .

hava durumum


Bugün kalbim karla karışık yağmurlu, deli gibi kan ağlıyor. 

Beynim ise parçalı bulutlu bi açık bi kapalı ..

Gözlerim sis bulutlarıyla kaplı  hiçbir gözü görmüyor...

Şimşeklerin şiddetinden kulaklarım zonkluyor..

Onun kokusunu duyana kadar burnum işlevini yitirdi .

Artık bahar gelse diyorum sen gelsen ,

Ve biliyorsun aslında ben kışları hiç sevmem...




18 Aralık 2011 Pazar

eski bi kalp yarası














şuan o kadar mutluyum ki anlatamam yaa, ama anlatmaya çalışcam :)



üniversite 1. sınıftayken bi çocuk vardı hoşlandığım uzun boylu yeşil gözlü buğday tenli karizmatik yakışıklı ve bi o kadar da götü gökyüzüne yakın.. 




o sene üniversiteler arası futsal turnuvaları bizim okulda yapılıyordu. bigün sırf derse girmemek için gittik mecburen ve onu gördüm...okuldayken hiç dikkatimi çekmemişti ..neyse ben o günden sonra sabahtan akşama kadar oturup turnuva bitene kadar o salonda onu izledim tek başıma ..



turnuvalar bitti sınav haftası geldi çattı 1. sınıfın son sınavları. benden 1 sınıf üstteydi , genelde sınav saatlerimiz aynıydı yani ara ara görüyodum onu ama onun benden haberi yoktu..



onun benden haberi yoktu.. hayır öyle değildi işte. meğer onun da benden haberi varmış.bi gün çıktık sınavdan oturuyorum merdivenler kafam hala sınav sorularında öyle dalgın dalgın bakınıyorum, yanıma bi çocuk geldi oturdu ( bu çocuk önceden bana açılmaye teşebbüs etmişti hevesini kursağında bırakmıştım ) bişeyler anlatıyo falan senden hoşlanıyoruma getirmeye çalışıyo lafı ama ben hiç oralı değilim aklım başka yerde kafamda kırk tilki... kafamı kaldırdım karşıya bakıyorum..işte orda ..bana bakıyo...Allahım nasıl mutluyum ya saatlerce o oturuyo diye oturdum o buz gibi merdivenlerde kıçım donmuştu. yanımdaki çocukda nihayet benden iş çıkmayınca kalktı gitti ..o arada arkadaşlar geldi hadi eve gidelim bende isteksiz bi şekilde kalkmak zorunda kaldım ..bizim bölüm kampüsün biraz dışındaydı otobüse binmek içim kampüse yürümemiz gerekiyodu ve benim para çekmem gerekiyodu o yüzden arkadaşlardan ayrılıp para çekmeye gittim. o zamanlar ayın 7 si en sevdiğim gündü kredilerin yattığı gün :)neyse çektim parayı elimde çantamla falan uğraşyorum birisi '' borç versene '' dedi kafamı bi kaldırdım onun bi arkadaşı , çok salak bi çocuktu ama ii ki de onla da tanışmışım daha önce ..ayak üstü bu çocukla biraz muhabbet ettik orda bu da ilerden bakıyo laf falan atıyo ama hiç bakmıyorum pas vermiyorum .. neyse dedim gitmem lazım arkadaşlar bekliyo.. biraz yürüdüm bu salak bağırıyo arkamdam hişt pişt diye neyse durdum konustuk tanıştık falan hoşlandım senden cart curt ulan mal ne ara hoşlandın bee 2 bakıştık diye ne çabuk hoşlandın tabi bunu çok sonradan kendi kendime söyledim o zamanlar ağzımın suyu alıyodu :) numaramı istedi hiç tereddütsüz verdim salağın teli yokmuş yanında ayağında beyas sporları vardı onun üstüne yazmıştı ... veridm numarayı koştur koştur kampüse gittim kızları buldum ama nası heyecanlıyım anlatamıyorum bide nefesim tıkanmış koşmaktan.. neyse kısaca özet geçtikten sonra aradı bu beni nerdesin naptın eve geçince haber ver diyo. manyak mı ne hemen moda girdi ama bende dünden razıyım zaten platonik aşkım gerçeğe dönüştü boru mu :D

eve gittim haber vermedim .. msj attı akşam bişeyler yapalım buluşalım falan diyo bende naza çektim hemen gerçi diğer günde sınavım vardı çıkamazdım onu bahane ettim .. manyak trip attı kız gibi hemen sanki günler çuvala girdi .. bi daha da hiç çıkalım falan demedi öküz o ilk ve son oldu.. öylece o seneyi kapattım.. yazın dönmedim eve orda kaldım. bununla ara ara msn de falan konusuyoruz ama hiç yüz vermiyo köpek bende sallamadım hiç. bigün bi çocukla tanıştım bu da futbolcu o salağı da tanıyo ..neyse çıktık akşam oturduk biyerlerde sohbet muhabbet bu salağın adı da geçince gitmiş anlatmış bizim burnundan kıl aldırmayan kılkuyruğa .. ne muhabbetler dönmüş neymiş o bana yüz vermemiş yoksa ben çoktan razıymışım ben ona teklif etmişim de o kabul etmemiş falan gibi ergence muhabbetler .. ben bunları duydum msn de sıçtım ağzına gecenin 2 sinde çık kapıya geliyorum alcam seni konuşcaz dedi. canıma minnet hemen hazırlandım .. arabayla gelmiş dolandık biraz döktük eteğimiizdeki taşları ben yumuşadım kapattık konuyu .. evde annemler yok gidelim de bana çay demle dedi ben önce mırın kırın ettim sonra bu ısrar etti gitiik.. çay demledi bana balkonda oturduk ama o burnu havadalıktan eser yok nası bi ezik oturuyo karşımda çok şaşırmıştım çok zavallı gözükmüştü gözüme .. sabaha kadar oturduk balkonda sohbet ettik.. sonra içeri geçtik uyuyalım sabah kahvaltı yapar bırakırım dedi olur dedim .. be bi kanepedeyim o bi kanepede ama sonra bi baktım aynı kanepedeyiz o kısmı nasıl oldu hatırlamıyorum çok abartılcak bişey olmamıştı ama öpüşme koklaşma falan o kadar sonra uyuduk biraz .. ben gitcem diye tutturdum ..tek unutamicağm kare elini elimin üstüne koydu sonra aldı öptü..benim içim kıpır kıpır ..arabadan indim güle oynaya eve çıktım yattım uyudum .. bu mersine gitti o gün.. bikaç kez aradı msj attın sonrasında o kadar.. bir daha ne gördüm ne duydum sesini.. aradan bi hafta geçti msn de ben ayrılmak istiyorum dedi orda ben saydım sövdüm şuan hatrlamıyorum ama ilk kez bu kadar aptal yerine konmuş hissetmiştim kendimi ..kötü olmuştm ya ..ben ona aşık olabilirdim .. cidden çok sevebilirdim.. ama olmadı işte.. neyse ne uzun oldu bu yazı yaa..mutluluğumun sebebi sevgilisinden ayrlmş ve sanırım kız bunu terketmiş.. face de açmış duvarını resimleri .. ergen gibi duvar yazıları var :) ay nası mutlu oldum anlatamam ..bokBöcüğü bana dönse bu kadar mutlu olmam o derece yani .ya da yok o kadar da değil ama yakın .. inşallah bir daha barışmazlar kız buna dönmez köpek sürünsün..hakkımı 3 kişiye helal etmiyorum işte birisi bu.

hep derim Allahım sevenleri kavuştur diye ama bu defa kavuşturma Allahım onlar kavuşmasın bi daha.. kızın da ses tonu travestilerinkine benziyodu zaten :) kıçımı yesinler ..



17 Aralık 2011 Cumartesi

bir bok böceği

     







bokumun içindeki kıl kurdundan bi farkın yok...keşke olsaydı ama yok !!! pisliğin içinde debelen dur inşallah hep....


15 Aralık 2011 Perşembe

Mutlu Olmanın Bikaç Yolu

MEDİTASYON
Gevseme teknikleri insanin ruhundaki sıkıntıları atar. Gevsemis bir insan yasadıgı anın tadını çıkarır, çevresinde küçük mutluluklar bulabilir.








EVCİL HAYVAN
Kus, kedi, köpek ya da balik... Ev hayvanlariyla ugrasan insanlarin çok daha mutlu ve saglikli yasadigi bilimsel bir gerçek. ev hayvanlari, gün içinde nice küçük mutluluklar tattirirlar insana









ÇİKOLATA
Flört etmek gibi bir sey. Bir kalem yemek yeterli, mutluluk hormonu "serotonin" aninda beyinde dolasima çikiyor. Çikolatanin içerdigi "penilatilamin" insani bulutlara çikariyor.













EV İŞLERİ
İnanilir gibi degil ama gerçek: Erkeklerin yüzde 12'si, yemek pisirip ütü yaparak, ev temizleyerek mutlu oldugunu söylüyor. Isin çok daha iyi yani, erkekler is yaptigi zaman kadinlar da mutlu oluyor.















GÜLMEK
Her seyi ciddiye alanlar bastan kaybediyor. Gülmek, gülümsemek ve mizah insani saglikli ve mutlu yapiyor. Bir kahkaha, bin porsiyona bedeldir sözü kesinle dogru.














DOSTLUK
Almanya'da yapilan arastirmalara göre insanlarin yüzde 45'i kendini arkadasiyla mutlu hissediyor. Dostlugun en önemli belirtileri, krsilikli güven ve birbirini dinleme yetenegi.











MUZ
Kendinizi güçsüz ve sinirli mi hissediyorsunuz, hemen bir muz yiyin.
Magnezyum ve kalsiyum içeren bu meyve strese karsi birebir. O da mutluluk hormonu serotonini kiskirtiyor.


















Mor renk insani neden mutlu yapar? Renk 


arastirmacilari bu soruya su yaniti veriyor: Kirmizi insani aktif yapar, mavi dinlendirir. Kirmizi ve mavinin karisimi olan mor ise insan ruhunu dengeye kavusturur.







 
ÇİÇEKLER
Dogaya saygi gösteren insanlar, küçük seylerle mutlu olmayi da bilir.
Arastirmalara göre çiçek, insanin mutluluk düzeyini yüzde 100 oraninda artiriyor.



14 Aralık 2011 Çarşamba

özledim hemde köpekler gibi....













Özledim bugün seni sebep yokken 
Uzansam hayallere dokunurum sandım bak
Yıllar geçmiş üstümüzden hala ilk günkü gibi aklımdasın
Özledim seni, özledim seni, özledim seni, özledim seni


Sen duyduğum en güzel cümlenin en güzel öznesi
Tanrının unuttuğu bu kentte cennetten düşen bir manzara gibi 
Özledim seni, özledim seni, özledim seni, özledim seni 


Söylenecek çok sözüm vardı hepsi yarım kaldı 
Neler ummuştum hayattan elimde ne kaldı 
Kırılan kalbimiydi yoksa karnımdaki bu sancıyla 
Küflenmiş ruhum unutmadı unutmadı seni hala 
Özledim seni, özledim seni, özledim seni, özledim seni 


Özledim seni bugün sebep yokken 
Uzansam hayallere dokunurum sandım bak 
Yıllar geçmiş üstümüzden hala ilk günkü gibi aklımdasın 



                                                              özledim seni.........

merhaba..



her şey bir merhabayla başlar derler ya hani bende merhabayla başlim dedim.. canım, bebeim, gözümün nuru blogum ve tabi günün birinde yazdıklarımı okuyan olan birileri olursa onlara ...merhaba (:


ben bir adet 25 yıllık(aslında 13 aralıktan itibaren 26 oldum ama benim için yaş ilerlemem durdu her sene sabit 25 olcak) Matruşka.. Aslında matruşkanın benim için hiç bi anlamı yok. Allah seni inandırsın 40 yıl düşünsem de aklıma gelmezdi ve hatta baya düşündüm ne yapsam ne yapsam diye ama az önce tuvalette geldi aklıma ( ne derler türkün aklı ya sıçarken ya kaçarken, ya da buna benzer bişeydi galiba). biraz benziyorum matruşkaya. içiçe geçmiş bi sürü ben var benim içimde, şimdiye kadar biçok kez kendimle konuştum, yazmayı da denedim aslında günlük falan fistan ama olmadı, çok sıkıcı beceremedim, istikrarlı bi yapım yok ama burası farklı düz deftere yazmaktansa daha eğlenceli daha cazip.. hem benim gibi pc manyağı birisi için en azından saçma salak videolar izleyip oyun oynamaktan iyidir, tabi devamını getirebilirsem.


aslında amacım sadece kendi kendine yazmak.. bu aralar acayip yalnızım, etrafımda konuşabileceğim bi Allahın kulu yok. birileriyle dertleşmeyi, akıl danışmayı hatta dedikodu yapmayı o kadar özledim ki ..tamam aslında hayatımın her dönemimde yalnızdım ama bu kadar yalnızlık hiç bi zaman çekmemiştim..


okulum bu sene bitti..öğrenci hayatını geride bırakıp ailemin yanına adanaya döndüm. tabi iş güç yok maalesef, ya ev kızı olcam ya da biyerlerden tutunmaya çalışcam.. ev kızı olmak şaka gibi ..yazarken bile iç acıtası bi durum :/ kpss ye hazırlanmaya karar verdim dersaneye yazıldım falan fistan.. benim burda hiç arkadaşım yok. üniversiteden önce antalyadaydım, lise bitene kadar orda yaşadım, ailemde ordaydı ama sonradan taşındılar buraya falan filan... ben orda kaldım, sonuçta bi düzenim çevrem vardı bırakıp gelmek istemedim ama keşke gelseydim eminim hayatım çok daha iyi olurdu..işte ilk pişmanlığım burda başlıyo ...






dersane çok sıkıcı, hiç arkadaşım yok hem zaten ben kolay kolay arkadaşta edinemem, soğuk nevale gibi birisiyim. aslında değilm ama öle görünüyorum, tanıdıktan sonra çok severler genelde beni. çok samimi, neşeli, cana yakınımdır ama neyse işte henüz hiç arkadaş edinemedim. bu sebepten mütevellit adanada hayatım bok gibi .. bazen diyorum ki sırf zaman geçsin diye uyusam hep, yani uyumayı sevdiğimden diil :) 


şuanda aptal saptal düşünüyorum ne yazsam diye :D ne salağım ya benim neyine günlük tutmak yazı yazmak ..zaten hayatımda bok gibi hiç action yok o kadar sıradan ki yani çok sıradan.sabaha karşı uyu, eger uyanabilirsen kalk dersaneye git, uyanamazsan akşama kadar uyu, akşam uyan yemek ye, dizi izle, nette takıl face twitter falan, sonra yine uyu bu arada saat sabahın 5 i falan oluyo ...


bazen geleceğimden o kadar endişe ediyorum o kadar korkuyorum ki anlatamam .. nasıl olcak böle diyorum, ne olcak bana, nası düzelcen? en basiti bu uyku sevdamdan nası vazgeçicem..hayatımı ele geçirmiş durumda yemin ederim ..tamam uyumayı seviyorum ama artık rahatsız etmeye başladı ve ben yinede uyumaya devam ediyorum.annem kızınca ''üstüme gelme, hep çok uyuyosun diyosun ama ben depresyondayım'' diyip geçiştirip lafı ağzına tıkıyorum kadının ama sanırım gerçekten depresyondayım son 4 yıldır ve bunun sorumlusu sensin bokböcüğü :(